Bildiğiniz gibi, kedi köpek mamaları konusunda türlü türlü seçenek var. Ekonomik düşündüğümüzde fiyat önemli ama mamaların, içeriğinin önemini de yadsımamak lazım. Kuru mamada, mamanın içindeki proteinin oranı ve kaynağı, kaliteyi belirlediği gibi fiyatını da belirler. Dolayısıyla mama fiyatları çok farklılık gösterir.
Öyle ya, kasaptan et alırken, bonfilenin kilosu ile kıymanın kilosunu aynı fiyattan almıyoruz. Sonuçta ikisi de et, ama değerleri farklı. Mamada da bu böyle. İçerisindeki protein kaynağının türü, fiyatı etkiliyor. Yani, tavuğun ibiği de protein, beyaz eti de ama biyoyararlılıkları aynı değil.
Mamanın fiyatın içindeki et oranı belirliyor
Mama içeriğinde protein olarak kullanılan et, gıdanın en pahalı bileşenidir dolayısıyla et oranı azaltılıp, karbonhidrat bileşeni artırılarak hazırlanan mamalarda maliyet düşer. Ayrıca protein kaynağı olarak hayvansal protein yerine bitkisel protein kullanılıyorsa, bu da maliyeti düşürecektir. Düşük maliyetli mamalar ucuzdur. Soya fasulyesi gibi bileşenler toplam protein yüzdesini artıran ucuz bitkisel protein kaynaklarıdır. Kısacası yüksek karbonhidrat ve yüksek bitki proteni içerip düşük et proteni içeren mamalar ucuzdur. Buna bağlı piyasada ciddi fiyat farklılıkları ortaya çıkmıştır.
Mamanın içindeki protein, karbonhidrat, yağ oranları dengeli olmalıdır. Proteini düşük, karbonhidratı çok ise o mama belki kedinizi köpeğinizi doyurur ama biyolojik yararlanım oranı ne kadar iyidir tartışılır.
Konserve mamalar karbonhidrat içermez
Konserve mamaların içindeki gıda, proteindir. Konserve mamalar karbonhidrat içermez. Mama olarak çiğ gıda ile beslemek, gıdanın hijyenik olması koşuluyla önerilebilir ama bu noktada mamanın onu tüketecek hayvanın ihtiyacı olan iz elementleri, vitaminleri vs. yeterince içermesi gerektiği unutulmamalıdır. Yani köpeğe çiğ et, sebze vermekle iş bitmiyor. Sağlıklı beslenebilmesi için o mamada, kalsiyumdan magnezyuma her şeyin iyi ayarlanıp, gerekirse içine eklenerek desteklenmesi gerekir. Ayrıca çiğ gıdadaki glikoprotein yapılar allerji yapabilirler. Pişirme işlemi bu allerjik olma özelliğini yokedebilir. Diğer yandan proteinden yararlanma yönüyle çiğ gıda daha faydalı gibi düşünülse de bu allerji konusu da dikkate alınmalıdır.
Kuru mamalarda koruyucu katkı maddeleri olarak, doğal koruyucular kullanılması tercih edilir. Yağ oranı yüksek ketojenik gıdalara gelince onların da pankreatite sebebiyet vermek gibi bazı organsal zorlanmalara neden olabileceği hatırda tutulmalıdır. Ayrıca ketojenik gıda, sindirim sisteminde asit bir ortam oluşturur ve onu nötralize etmek için kemiklerden kalsiyum çekilir ki bu da osteoporoz denilen kemik dokusunda bozulmalara sebep olabilir.
Peki karbonhidrat kedi ve köpek için zararlı mı?
Bu da çok tartışılıyor. Kimisi doğada, kedi köpekler karbonhidrat yemiyorlar biz niye verelim ki diye düşünüyor. Ancak karbonhidrat da tümüyle kötü bir gıda değil. Gıdadaki oranı olması gerekenden yüksek değilse, mamalarda olması yanlış değil. Bazı hayvanlar, karbonhidratı tolere edemiyor olabilir ama her hayvan için karbonhidrat tüketmek zararlıymış gibi bir algı oluşturmak da çok doğru değil kanımca. Çünkü bazı hayvanlarda da karbonhidratdan yoksun gıdalar olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Karbonhidrat miktarı doğru ayarlanmalı
Her hayvan için kendi bünyesinin sindirebildiği gıda farklı olabilir. Burada önemli olan kedinin gerçek bir et obur köpeğin de kedi kadar rijit olmasa da onun da bir etobur olduğu bilincidir. Karbonhidratlar enerji kaynağıdırlar. Ama karbonhidratı da gıdasında sindirebileceği oranda hazırlamak önemlidir. Bazı kedi köpek sahipleri karbonhidrat içermeyen tahılsız gıdanın allerjiyi azalttığını düşünürler ancak bu da doğru değildir. Çünkü alerji, karbonhidrattan çok tüketilen protein kaynağı ile ilgilidir. Yani alerjiler konusunda aslında proteinler daha sabıkalıdırlar.
Bir de gluten konusu var
Yine bazı kedi köpek sahipleri gluten hassasiyeti açısından, tahılsız mama daha iyidir diye düşünürler ki bu da doğru değildir. Çünkü her tahıl çeşidinde gluten vardır diye bir şey yok. Nitekim glutensiz tahıllar da var. Ayrıca gluten hassasiyeti kedilerde nadiren görülür.
Baklagiller protein açısından zengindir
Ayrıca buğday, arpa, mısır gibi tahıllarla, baklagiller arasındaki farklara değinelim. Tahıllar öğütüldüğünde un ve kepek çıkar. Bunların proteini düşüktür. Bakla, fasulye, nohut, mercimek, bezelye börülce gibi gıdalar ise baklagiller olarak bilinir. Bunlar hem protein hem karbonhidrat içerirler. Kalori ve protein sağlarlar. Baklagillerin proteni tahıllardan fazladır. Lif açıdından da zengindirler. Lif, tüy topaklarının giderilmesini sağlar.
Bazıları da tahılsız gıdanın kalorisinin düşük olduğunu düşünür ki bu da tümüyle doğru olmayabilir. Çünkü tahılsız diye aldığınız mamanın içindeki yağ oranı yükseltilmiş ve buna bağlı olarak da kalorisi artırılmış olabilir. Küçük hilelere karşı uyanık olmak lazım.
Kedi ve köpeğiniz mamayı ne sıklıkla yiyor?
Köpeğiniz ya da kediniz, mamasını çok sık yiyorsa, bu durum mamayı çok sevdiğine bağlanır çoğu kez. Oysa, böyle olmayabilir. Karbonhidratların midede kalış süresi, proteinden daha kısadır. O yüzden çabuk acıktırır. Mamasını yedikten kısa bir süre sonra köpeğiniz acıkıyorsa, mamasının içeriğine bir göz atın.Mama içeriği karbonhidrat ağırlıklı olabilir.
Peki ev yemeklerini hiç vermeyelim mi?
Verebiliriz tabii. Ama sofra artığı şeklinde değil. Onlar için uygun gıdalar neler olabilir derseniz sıralayalım. Oda ısısında olmak koşuluyla yoğurt, mümkünse laktozsuz süt, derisiz kemiksiz tavuk eti, kırmızı et, kaşar peyniri, beyaz peynir gibi protein içeren gıdalar verilebilir. Evde pirinç, et, sebze karışımları hazırlayabilirsiniz. Kabak, brokoli, kereviz gibi sebzeler eklemek mümkün. Soğan sarımsak gibi gıdalar sakıncalı olabilir. Bunların fazla tüketimi hemolitik anemi diye adlandırabileceğimiz bir hastalığa yol açıp kanda toksik etki yapar. Ölüme kadar gidebilir. Bu arada çikolata, üzüm de vermeyin. Elma, armut, kayısı gibi meyve çekirdekleri de tehlikeli.
Pişmiş kemikler tehlikeli?
Kemik verme konusuna gelince. Pişmiş kemikler tehlikeli. Çünkü bunlar kolayca kırılıp mide bağırsak yolunda delinmelere, batmalara sebep olabilir. Ancak çiğ olarak verilirse daha güvenlidir. Çiğ kemiği yerken kırılıp çatlama olmaz. Batmalar, delinmeler olmaz. Ama çiğ kemikte mikroplar çok çabuk ürer. O yüzden hijyenik olmalı ve hayvan yeme işlemini bitirdikten sonra derhal ortadan kaldırılıp atılmalı ve tekrar tekrar onu bulup yemesi engellenmelidir.
Konserve kuru mama dengesi nasıl olmalı?
Günümüzde Holistik Veteriner Hekimler, kedi ve köpekleri sürekli ticari mamalar ile beslemektense, organik gıdaları da vermekten yana. Yani bunu bir hep ya da hiç konusu gibi görmeyin diyorlar. Kuru mama ile besliyorsanız bile arada organik gıdalar vermek iyidir diyorlar. Konserve mama ve kuru mamaile besleme konusunu da yarı yarıya dengeleyerek verebilirsiniz. Kuru mama ile beslenen özellikle kedilerin taze su içmeye gereksinimleri daha fazladır. Taze sularını önlerinden eksik etmeyin. Konserve mama ile beslenenlerde su gereksinimi daha az olur. Konserve mamanın handikapı diş üzerinde kalıntı bırakıp, diş taşı oluşumuna zemin hazırlaması olarak değerlendirilebilir. Bunu önlemek için kedi ve köpeklerinizin dişlerini fırçalayabilirsiniz.
Sağlıklı ve mutlu hayvan, sahibine de mutluluk verir, ve mutluluk sağlıktır, sağlık da mutluluk. Hep mutlu kalın.